YENİLİKÇİ AMBALAJLAR İLE GIDADA İSRAF AZALTILIYOR!
Dünyada her yıl gıda üretiminin yaklaşık üçte biri çöpe gitmektedir. Besin zincirinin tüm aşamalarında, mikroorganizmaların neden olduğu bozulmalar nedeniyle kayıplar oluşmaktadır. Bunun yanında daha uzun raf ömrü gerektiren pazar, minimum düzeyde işlenmiş gıdalara yönelik artan talep durumu daha da zorlaştırmaktadır. Gıda israfını azaltmak için gıdaları paketlemek, güvenliği garanti eden ve kaliteyi daha uzun süreler boyunca koruyan yenilikçi malzemeleri geliştirmeye ihtiyaç duyulmaktadır ve gıda paketleme teknolojisi sürekli olarak yol katetmektedir.
Ambalajlar Nereye Doğru Evriliyor?
Gıda ambalajının rolü, içeriğini nemden, havadan, mikroplardan ve mekanik hasarlardan (titreşim ve şok gibi) koruyan yalnızca bir kap olan pasif ambalajlamadan, örneğin ürünle etkileşime girerek raf ömrünü uzatabilen aktif ambalajlamaya dönüşüyor.
Nanoteknoloji, aktif gıda ambalajı geliştirmek için bir araç olarak giderek daha fazla araştırılmakta Örneğin, NanoPack, antimikrobiyal özelliklere sahip aktif bir ambalaj filmi geliştiren AB tarafından finanse edilen bir projedir. Yeni ambalaj filmleri, yavaş yavaş küçük miktarlarda antimikrobiyal uçucu yağları bir buhar olarak ambalajın sözde "üst boşluğu" içine salmakta, böylece hem gıda ürününü hem de üst boşluğu sterilize etmekte ve ürünün raf ömrünü uzatmaktadır. Ön sonuçlar, NanoPack filmlerinin katkısız ekmeğin raf ömrünü 3 hafta artırabildiğini ve aktif paketleme sistemlerinin gıda israfını azaltma potansiyelini ortaya koyduğunu göstermiştir.
Yüksek bariyerli ambalaj malzemeleri, su, oksijen ve patojenlere karşı güçlü bir dirençli mekanik bariyer sundukları ve bu nedenle daha az koruyucu kullanarak raf ömrünü uzatabildikleri için gıda ambalajlama dünyasında oldukça arzu edilmektedir. Bununla birlikte, bu malzemeler genellikle yenilenemeyen fosil bazlı kaynaklardan üretilir ve biyolojik olarak parçalanamazlar. Sürdürülebilir bertaraf veya geri dönüşüm yöntemleri, genellikle birkaç farklı işlevsel katman içeren malzemeler için sınırlıdır. Ayrıca, özellikle kalıcı plastik ambalaj atıklarının çevresel etkisi genel küresel endişeyi arttırmaktadır. Bu nedenle, daha düşük çevresel etkiye sahip, daha sürdürülebilir seçeneklere yönelik artan bir eğilim vardır.
Bununla birlikte, plastikler ve metalize filmler gibi geleneksel yüksek bariyerli ambalaj malzemelerinin özelliklerini korurken bu geçişi yapmak, yapmaktan daha kolaydır. Biyo-bazlı ambalaj malzemeleri, artan biyolojik bozunabilirlik veya kompostlanabilirlik nedeniyle geleneksel plastik ambalajların çevre dostu ikameleri olarak giderek daha fazla araştırılmaktadır. Ancak, daha az etkili bariyer özellikleri (örneğin, su veya hava geçirgenliğinin artması) nedeniyle endüstriyel kullanımları ve uygulamaları hala sınırlıdır. Geleneksel plastiklerin yerini alacak ve dünyanın atık sorununu yönetmeye yardımcı olacaksa, bu özelliklerin önemli ölçüde iyileştirilmesi gerekir.
Bu sorunu çözmek için AB tarafından finanse edilen RefuCoat projesi, iki yeni tür biyo-tabanlı gıda ambalajı geliştirmeyi amaçlamaktadır. Birincisi, şu anda tahıl, cips ve tuzlu atıştırmalıkların paketlenmesinde kullanılan metalize filmler için tamamen geri dönüştürülebilir bir aktif ambalaj değişimidir. İkincisi, tavuk eti ürünleri için tamamen biyolojik olarak parçalanabilen bir paket olacak. Bu şekilde, bu proje, çöp sahasına giden ambalaj atığı hacmini azaltırken, taze gıda ürünlerinin raf ömrünü iyileştirmeyi hedeflenmektedir.
Gıda ambalajlarının sürdürülebilirliğini artırmaya yönelik bir başka yenilikçi fikir de, gıda endüstrisinden kaynaklanan ve aksi takdirde atık olarak sonuçlanacak yan ürünlerden yapmaktır. Kasım 2017'de başlayan AB tarafından finanse edilen bir proje olan YPACK, şu anda tamamen geri dönüştürülebilir bir akış paketi filmi ve genellikle saflaştırılmamış peynir altı suyu ve badem kabukları gibi atıklara gidecek yan ürünleri kullanan tamamen biyolojik olarak parçalanabilen bir paketleme tepsisi geliştiriyor. Akış paketi filmi pasif bir bariyer işlevi görecek ve tepsi, gıda ürünlerinin raf ömrünü uzatabilecek aktif antimikrobiyal özelliklere sahip olacaktır.
Küresel olarak üretilen gıdanın yaklaşık üçte biri israf olurken, bunun yarısı tüketim düzeyinde, şimdi harekete geçme zamanı. Aktif paketleme sistemleri, gıdaların daha uzun süre taşınmasına izin vererek, gıda bozulmasıyla ilişkili kayıpları ve atıkları en aza indirirken, diğer yenilikçi fikirler, ambalaj atıklarının kendisinin azaltılmasına veya diğer kaynaklardan gelen atıkları değerli kaynaklara dönüştürmesine olanak tanır. Bu teknolojik yenilikler, daha sürdürülebilir bir geleceğe doğru ilerlerken, gıda israfına karşı küresel mücadelede çok önemli bir araç olacak.
KAYNAK: https://www.eufic.org/en/food-production/article/fighting-food-waste-by-innovative-food-packaging